29 Aralık 2016 Perşembe

Akut Psikiyatrik Durumlar

Akut başlayan bir akıl hastalığının biyolojik, ruhsal veya dışarıdan uyarıya bağlı nedenleri olabilir. Genellikle bu durum güçlü bir kaygı, ruhsal gerilim ve sıkıntı ile birliktedir. Akıl hastası bazen aile bireyleri, arkadaşları, komşuları veya polis tarafından çeşitli önlemlere başvurularak yatıştırılır ve bir akıl hastanesine gönderilir. Acil psikiyatrik girişim gerektiren durumlar arasında akut psikiyatrik krizler (akut sanrılı psikozlar, manik taşkınlık, akut hezeyanlı psikoz, akut depresyon ve kaygı durumları, kronik psikozların akut alevlenmeleri), histeri krizleri, intihar girişimleri, alkol ve madde bağımlılığıyla ilgili krizler, bazı psikomotor epilepsi (sara) krizleri, bunama (demans) taşkınlığı, zekâ geriliğine bağlı taşkınlıklar sayılabilir
Hastanın durumu şu başlıklar altında incelenebilir:
Görünüm ve davranış: Hastanın giyimi, duruşu, yüz ifadesi, hareketleri, karşısındaki kişi ile ilişkisi, taşkınlık, düşüncesizce hareketler, yapmacık davranışlar, zorlantılı hareketler, törensi davranışlar.
Konuşma: Konuşmanın akışı, düşünce biçimi, konuştuklarının mantığa uygunluğu, devamlı değişen fikirler.
Düşünce içeriği: Hastayı ilgilendiren konular, takınaklı düşünceler, yanlış değerlendirmeler, başkaları tarafından etkilenme hezeyanları, küçüklük veya büyüklük düşünceleri.
Algılama: Görme, işitme veya dokunmayla ilgili algılama bozuklukları (halusinasyonlar); kişliğini yitirme depersonalizasyon), gerçeklerden uzaklaşma.
Duygulanım: Mutluluk, üzüntü, gurur, keder, korku, kaygı, şaşkınlık, duygulanımın körelmesi, değişkenliği.
Bilişsel işlevler: Bilinç düzeyi, bellek, zaman (hangi gün ay ve yılda olduğu) ve mekan (nerede bulunduğu) yönelimi, genel bilgi (devlet başkanının, başkentin adı) dikkat yoğunlaşması, zeka, anlama ve yargı yeteneği; özellikle o anki durumla ilgili düşünceleri ve gelecekle ilgili planları.
Sık karşılaşılan akut akıl hastalığı tabloları:
Konfüzyon (şaşkınlık): Beyindeki organik kökenli bozukluklara bağlı geçici bilinç bulanıklığıdır. Ülaçlarla tedavi edilmese bile kısa sürelidir. Konfüzyon sırasında hasta çevresindekileri, bulunduğu yeri tanıyamayabilir, zaman ve mekan yönelimi bozulur.
Hezeyanlı (varsanılı) durumlar: Gerçekle ilişkisi olmayan düşünce içeriğiyle kendini belli eden tablolardır. Beraberinde algılama bozukluğu (sanrı) olabilir.
Manik taşkınlık: Aşırı coşku (öfori) yönünde duygulanımın egemen olduğu, düşünce akışının hızlandığı durumlardır. Hastanın giyiminde genellikle canlı renkler göze çarpar, uyku azalmıştır, hasta yerinde duramaz, aşırı öfkeli veya neşeli, cesaretli olabilir. Cinsel istek genellikle artmıştır.
Bunama (demans): Beyinsel işlevlerde genel bir azalma görülür. Özellikle yakın bellek, dikkat yoğunlaşması ve bilişsel işlevler giderek artan ölçüde geriye dönüşsüz biçimde azalır. Hasta kendine bakma ve günlük işlerini yapma yeteneğini yitirir.
Psikotik Sıkıntı
Psikotik hastalarda görülen sıkıntı ve bunalma yoğun bir yok olma ve parçalanma korkusu ile kendini belli eder. Kişi, dış dünyanın kendi varlığını tehdit eden biçimde değiştiğini duyumsar.
Akıl hastasına yaklaşımda, hastayla konuşan kişi bu durumun farkında olmalıdır. Akıl hastasının taşkınlığı karşısında şiddet kullanılması, onun savunma mekanizmalarını harekete geçirerek hastanın daha da saldırganlaşmasına yol açabilir. Kuşkucu ve güvensiz olan saldırganlaşma eğilimi taşıyan bir akıl hastası karşısında sakin ve ihtiyatlı hareket edilmelidir. Bir psikiyatri olgusu ile karşı karşıya kalındığı anlaşıldığında derhal hasta ile birlikte konuyla ilgili bir uzmana başvurulmalıdır. Bu sırada hastayı bilen, yakından tanıyan birini de yanında olması gerekir.

Ağır psikozlardaki gibi, bir akıl hastasının ya da organik beyin sendromu olan bir kimsenin gerçekle ilişkisi önemli ölçüde kopmuşsa, algılama ve davranış sapmaları çok şiddetli olabilir. Bir akıl hastasının kendisiyle konuşanlarla ilgili düşünceleri hem akılcı hem de akıl dışı unsurların karışımı şeklindedir. Hastanın konuşması, davranışları, giyimi tutarsız, anlaşılmaz veya uygunsuz olabilir. Gerçekle ilişkisi tam olarak kopmamış hastalar yardıma ihtiyacı olduğunu ve sorunlarını birisiyle paylaştığında rahatlayacağını bildiği halde aynı zamanda reddedilmekten, eleştirilmekten veya utandırılmaktan çekinebilir. Bu nedenle hastaların başlangıçta kendilerine yaklaşanlara karşı karmaşık duygular içinde olması sık görülen bir durumdur.
Aynı şekilde akıl hastasıyla karşılaşan kişiler de ona karşı kızma, üzülme, acıma, aldırmama, alınma gibi değişik duygular taşıyabilir. Hasta ile konuşan kişi bu duygularının onunla olan ilişkisini bozmasını önlemelidir. Hasta ile karşılaşan kişi dikkatli, dostça ve hastaya güven veren bir tutum takınmalı ancak hastanın yargılama ve algılamasının bozulmuş olabileceği göz önüne alınarak dikkatli olunmalıdır.